Sedat Cenikli - Tüm Köşe Yazıları - Sayfa 1

Hurriyet

Sedat Cenikli - Tüm Köşe Yazıları - Sayfa 1"


Play all audios:

Loading...

Geceden kalma, ışıltılı sokakların yorgun kaldırımlarını adımlayarak buldum binayı. Telefonda konuştuğumuz gibi ‘Yiba Çarşısı’nın az ilerisinde, 69 numaralı apartman’ın tam da önündeydim.


Derin bir nefes alıp, içeri girdim. Solda asılı daire künyesindeki yerini bulduktan sonra merdivenleri heyecanla tırmandım. “Hah, buldum” diye çaldım, “Özel Dedektif Kaya İzler” yazılı


tabelanın asılı olduğu dairenin kapısını. Filmlerden, çizgi filmlerden aşina olduğum, elinde piposu olan, fötr şapkalı, pardösülü birini beklerken; mora çalan gömleği ve kravatıyla iyi


giyimli, 50’lerinin ortasında bir adam kapıyı açtı. Kafamdaki dedektif imajının sebep olduğu hayal kırıklığıyla “Kaya Bey ile görüşecektim” dedim. İçeri buyur etti, “Benim, hoş geldiniz.”***


Altın sarısı detayları olan yeşil masa lambası, bilgisayar, kalem ve ajandaların yığılı olduğu bir masanın büyük kısmını kapladığı küçük; ama geniş pencereleriyle ferah bir oda. Çözülmesine


yardımcı olduğu bazı olayların, duvarlara asılı haber kupürlerini okumaya başladım. “Çay içer misin” diye sordu. Yanıtımı beklemeden gitti, elinde iki bardak çay ile geri döndü. Teşekkür


ettim, “Başlayalım mı?” “Olur ama ben de kendi ses kaydımı alacağım bir mahsuru var mı” diye sordu. Başımı hafifçe oynatıp, “Tabii alabilirsiniz” dedim. Aynı anda ses kayıt cihazlarımızın


düğmesine bastık.


K.İ.: 3 Mart 2020, saat 11.02... Sedat Cenikli Bey ile röportaj taslağımızı oluşturuyoruz.


incecik bedeni, başında kasketiyle çöp adamı andıran bu çocuk, her sabah evden çıkıp Ankara sokaklarında dolaşıyor; akşamları da babası Rasim Kaygusuz, annesi Remziye Kaygusuz, ablaları


Nesrin ve Nevin ile vakit geçiriyordu. Evlerinin yakınındaki Filli Park’ta oyun oynamak dışında en keyif aldığı şeyler, okuyup yeni şeyler öğrenmek ve öğretmekti. Öyle ki anne ve babasından


miras bu tutku O’nu, ilerleyen yıllarda Anadolu’nun en ücra yerlerine bile ulaşan bir eğitim kahramanı yapacaktı. CEBİNDE FİŞLERLE ANADOLU’YU DOLAŞTI


Kendisine biçilmiş bu görevden habersiz, ilkin doğduğu şehrin köylerindeki yaşıtlarına ulaştı. Babasının 1968’de kaleme aldığı serinin ilk üç kitabıyla (Cin Ali’nin Atı, Cin Ali’nin Topu,


Cin Ali’nin Topacı) adını duyurdu. Senesi dolmadan seri, 10 kitaba tamamlandı ve Cin Ali, birkaç sene içinde cebinde heceleme fişleriyle farklı şehirlerdeki 20 bin ilkokula gitti. Babasının


kurduğu basit cümlelerden oluşan hikâye kitapları ve tümdengelim yöntemiyle oluşturulan fişlerle koca bir nesle okuma-yazma öğretti. Yetmedi, 1970’lerde Türk televizyon kanallarının bile


yayın yapmadığı Doğu Anadolu’daki köylerde görev yaptı. Cin Ali artık, kendisine mektup yazan köy okulları için yola çıkıyordu. Yaşıtlarına hem okumayı öğretiyor hem de yüzlerini


güldürüyordu. 1988’de babası kalp krizinden hayatını kaybettiğinde Cin Ali, milyonlarca kişiye okumayı öğretmiş 20 yaşında bir çocuktu. “CİN ALİ’NİN TOPU”NU, SEVENLERİ TUTTU


Babasının ölümünden sonra da Cin Ali’nin kitap basımlarına devam edildi. Ancak 2005’te “Ömrünü doldurdu” denilerek, Cin Ali ilköğretim müfredatından kaldırıldı. Tam serüven bitti derken


‘Ali’nin topunu’, bu kez sevenleri tuttu. Cin Ali’nin hikâyeleriyle büyümüş nesil, “Cin Ali tarih oluyor” çıkışlarına karşı, “Cin Ali bizimdir” söylemini geliştirdi. Ali için sergiler


açıldı, tiyatro gösterileri, söyleşiler düzenlendi. Ablaları Nesrin ve Nevin, Cin Ali’yi yaşatmak ve hikâyesini anlatmak için 2016’da Cin Ali Eğitim ve Kültür Vakfı’nı; Kasım 2019’da da


doğduğu evden birkaç kilometre uzakta Cin Ali Müzesi’ni kurdu. “Bitti” derken, küllerinden doğan 52 yaşındaki Türk eğitim kahramanı Cin Ali, hem müzede hem de renkli son baskı kitaplarıyla


bugün hâlâ çocuklara okuma-yazma öğretmeye devam ediyor.


MESLEĞİNE AŞIK BİR ÖĞRETMEN: CİN ALİ’NİN BABASI RASİM KAYGUSUZ


Cin Ali karakterinin yaratıcısı Rasim Kaygusuz Ayaş’lı bir köy çocuğu. 1944’te Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nü, 1956’da Gazi Eğitim Fakültesi Pedagoji Bölümü’nü bitirdikten sonra kendi köyünde


öğretmenlik yapmaya başladığında henüz 18 yaşındaydı ve öğrencilere sadece okuma-yazmayı değil; tarımı, marangozluğu, teknisyenliği, duvarcılığı, tesisatçılığı da öğretti. Hayatını


birleştirdiği, kendisi gibi mesleğine aşık öğretmen eşi Remziye Hanım’dan iki kızı oldu. Birinci sınıflara 17 yıl öğretmenlik yapmasının ardından, çocukların okumayı öğrenmesine yardımcı


olacak bir kitap yazmaya karar verdi. 10 kitaplık Cin Ali serisi sayesinde Rasim Kaygusuz, 1968’den günümüze kadar milyonlarca insanın okuma-yazma öğrenme sürecine yardımcı oldu.


Altınkaya’nın, Küçük Sinan Sokak’ın hemen başındaki dükkânının duvarında büyük harflerle ‘TABUTÇU’ yazıyor ve kapısında, “Her nefs ölümü tadacaktır” yazılı yeşil renkli tabut örtüsü asılı.


ÜÇ KUŞAK BU İŞLE DOYDUAnkara Kalesi’nin eteğindeki küçücük imalathanesinde, son neferi olduğu mesleğini icra ediyor 55 yaşındaki Arif Altınkaya. Dedesi, Yahudi bir marangozdan; babası,


dedesinden; Arif de babasından öğrenmiş tabut yapımını. Kavak ağacından kesilmiş tahtalar, birkaç çekiç, hızar, mengene ve bolca çivi... Tüm sermayesi bu Arif’in. “10-11 yaşındayken aldım


çekici ilk defa elime” diye başlıyor anlatmaya hikâyesini: “Aşağı yukarı 45 yıldır bu işi yapıyorum. Üç nesildir karnımızı doyuruyoruz bu iş sayesinde. Kavak ağacını kullanıyoruz genelde.


Tabutun standart bir ölçüsü var aslında. Ama fiziksel özelliklere göre değişebiliyor. Çok şişman ya da uzun olanlardan özel ölçü alıyoruz.”


“Bir zanaatın, kolunda altın bileziğin olsun oğlum” dedi, üvey annesi onu 16 yaşındayken bir kalaycı ustasının yanına çırak diye verdiğinde. Küçük yaşta kaybettiği annesinin yokluğunu


yıllarca doldurmaya çalışan üvey annesinin öğüdüyle başladığı mesleği, hayatı oldu Hüseyin Kaya’nın. Üç yıl baba ocağı Yozgat’ta; ardından iki yıl da Ankara’da bir Ermeni ustanın yanında


çıraklık yaptı. Çıraklık kabuğunu kırıp, başını yumurtadan dışarı uzattığında da birkaç ortaklık ile işinin erbabı oldu. “12 senedir de burada, kendi dükkânımdayım” diye özetliyor Ankara


Kalesi’nin 70 yaşındaki ‘Kalaycı Hüseyin’i hikâyesini. ANKARA’DAKİ SON 4 USTADAN 2’SİAnadolu’nun kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerinden biri olan bu geleneksel el zanaatını yarım asırdan


fazladır hakkıyla yapan Hüseyin ustanın, dükkânını paylaştığı isim ise kendisi gibi kalaycı ustası olan çocukluk arkadaşı Mehmet Şahin. Arkadaşının bıraktığı yerden anlatmaya devam eden 72


yaşındaki Mehmet Usta, “Dört kalaycı ustasıyız koca Ankara’da. Başka kalmadı” diye başladı konuşmaya. Kaderi, arkadaşınınkiyle aynı olan ve öksüz büyüyen Mehmet ustaya göre, zanaatın


ölmemesi için meslek liselerine kalaycılık bölümü açılmalı. Üst üste koyunca, mesleki birikimleri yüz yılı aşan iki ustanın tek derdi, kalaycılığın ölmemesi.


Ben sorum Khaleesi miyavladı.Türkiye onu, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 29 Haziran’da düzenlediği Sokak Hayvanları Çalıştayı’nın davetsiz misafiri olarak tanıdı. Çalıştay tanıtımı için


çekilen ve sosyal medyada bir günde 6 milyona yakın izlenme, 10 milyondan fazla erişime ulaşan videodaki görüntüleriyle insanların sempatisini kazanan Khaleesi, artık Ankara’nın fenomen


kedisi.İzmirli bir Siyam aslında o ve bebeklikten çıkarken sahiplenildi. Ankara’ya gelişi ise 5 yıldır kendisine babalık yapan sahibi Çağrı Kaçmaz’ın, işini buraya taşınmasıyla oldu. Sosyal


medyaya bu kadar yakın oluşunun sebebi de o. Her günü, sahibinin ortağı olduğu yazılım ve sosyal medya ajansında geçiyor. Ofisteyken bilgisayarlar arasında geziniyor, insan arkadaşlarıyla


oyunlar oynuyor, yorulunca da gözlerini yumup kestiriyor. Günün geri kalanında ise evinde.İNSANLAŞTIRMAYA ÇALIŞMAK YANLIŞ


Kuş Halkalama İstasyonu’nda gün erken başlıyor. Gün doğumunda ilk kontrollerini yapan gönüllüler ve öğrenciler, hava kararana kadar her saat başı fidanlıkta dolaşarak ağlara takılan kuşları


topluyor.


Bu, binlerce yıldır süren yoğun ve aralıksız bir göçün hikâyesi. Dünyada her yıl 50 milyar kuş kıtalar arası göç ediyor ve Türkiye, konumu itibarıyla bu hava trafiğine köprü oluyor. Kente


dönecek olursak... Eymir Gölü ve havzası da göçmen kuşlar için çölde bir vaha. İşte bu yüzden Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Ankara Üniversitesi ve


Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin işbirliğiyle 6 yıl aradan sonra geçen yıl çalışmalarına yeniden başlayan Eymir Fidanlığı’ndaki Eymir Kuş Halkalama İstasyonu, doğal laboratuvar ortamında


faaliyetlerini sürdürüyor. Göçmen kuşların dinamiklerini araştıran istasyon yılda iki kez açılıyor. Kuzeyden güneye ve ters istikamete göç eden kuşlar için ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde


3’er hafta açık kalıyor. Bu süre içinde uzmanlar ve gönüllülerin çalışmaları sayesinde bir rapor ile veri tabanı oluşturuluyor.


Gözde Öbke... Dünyaya gözlerini açtığında, sağ eli bileğinden itibaren yoktu. Bu eksiklikle yaşamaya alıştı, hayata daha sıkı sıkıya tutunmayı öğrendi. 18 yaşına geldiğinde bir gün, ekmek


almak için gittiği markette “Tekvando yapmayı hiç düşündün mü?” diye soran ve daha sonra hocası olan kişiye o gün sağ kolunu göstererek “Ama nasıl!” yanıtını vermişti. Birkaç dakika süren


sohbetin ardından tekvando yapmaya karar veren Gözde Öbke, ilerleyen yıllarda ay-yıldızlı milli formayı gururla taşımasının önünü açan o günü ve verdiği kararı hiç unutmadı.  Gözde Öbke’nin


Antalya’dan başlayan tekvando serüveni, profesyonel spor hayatına adım atmasıyla birlikte Ankara’da devam etti.BAŞARILAR GELDİ, MİLLİ OLDUAski Spor Kulübü Kadın Taekwondo Takımı’na transfer


olan Gözde Öbke’nin başarıları da peş peşe geldi. Türkiye’de, Avrupa’da ve dünyada şampiyonluklar yaşayan takımdaki hem cinsleri gibi o da, katıldığı her turnuvada kürsüde yer almaya


başladı. İlk kez 2016’da katıldığı Para-Taekwondo Türkiye Şampiyonası’nda 2’nci oldu. Sonraki yıl (2017) da ikinci olduğu turnuvaya üçüncü (2018) katılışında ise artık kürsünün en


tepesindeydi. 44-49 kiloda yarıştığı şampiyonada Türkiye Şampiyonu olmuş ve Dünya Taekwondo Şampiyonası’na katılmaya hak kazanmıştı. Geçen şubat Antalya’da düzenlenen turnuvaya milli sporcu


olarak katıldı ve ay-yıldızlı formayı üzerinde gururla taşıdı.EVE KAPANMAYIN, SPOR YAPIN


Romeo ve Juliet... Onların yaşadığı aşk, dünyanın en büyük aşkı. Ve hikâyeleri, asırlardır anlatılır. Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB) de, bu en ünlü aşkın hikâyesini tam 17 yıl sonra


bale gösterimiyle sahneye koyarak, sanatseverlerle yeniden buluşturdu. Gösterimlerin biletleri satışa çıkar çıkmaz tükendi. ‘Romeo ve Juliet’in son temsilini perşembe akşam yapan ADOB,


sezonu da kapatmış oldu.Dünyada ilk kez Çaykovski müzikleriyle sahnelenen büyük aşk hikâyesinin Opera’daki veda gösterimi öncesi kulisteydim. İşte, ‘Romeo ve Juliet’ aşkını anlatan balenin


perde arkasında yaşananlar...


SON DÜZLÜK KOSTÜM VE MAKYAJ


Bir buçuk yıllık çalışmanın eseri olan Romeo ve Juliet balesinin sahne arkasında da hummalı bir hazırlık var. Yıllarca eğittikleri bedenlerini, müziğin ritmiyle uyumlu hale getiren balerin


ve baletler, temsil öncesi ilk olarak bale dersinde ter döküyorlar. Sanatçılar dersteyken, sahne de gösteriye hazırlanıyor. Bir yandan izleyiciyi eserin ilk kez sahnelendiği 1594 yılına


götürecek devasa dekorlar sahneye yerleştirilirken, bir yandan da kilolarca ağırlıktaki spot ışıkları kuruluyor. Ve tabii, perdenin ve sahnede kullanılacak küçük dekor eşyaların kontrolleri


yapılıyor.


Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberleri, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi Hurriyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak


gösterilerek dahi iktibas edilemez. Kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.


Trending News

Yeme bozukluğu olan çocuğa nasil yaklaşmak gerekir?

Çocukların sağlıklı beslenmeleri için ebeveynleri ile ilişkilerinin sağlam olması oldukça önemlidir. Sözlü ya da sözlü o...

E okul VBS'ye nasıl girilir? İşte e okul devamsızlık ve not öğrenme ekranı

Haberler - Eğitim Abone Ol E okul VBS'ye nasıl girilir? İşte e okul devamsızlık ve not öğrenme ekranı E okul VBS sistemi...

Çekici terörüne valilikten soruşturma

Acıbadem Mahallesi, Acıbadem Caddesi üzerinde meydana geldi. İddiaya göre, Çiğdem Cingi, 79 yaşındaki annesi Leyla Çetin...

Cemal süreya edip cansever ve turgut uyar hangi edebi akimin temsilcileridir?

Kim Milyoner Olmak İster yarışmasında yer alan bazı soruların cevabı Google'da araştırılıyor. Yarışmada toplam 12 s...

Porsche’nin 2022 yili için planladiği büyük atilim

Sürdürülebilir yakıt planlarını açıklayan pek çok otomobil üreticisi bulunuyor. Porsche de bu noktada geçen yıl Siemens ...

Latests News

Sedat Cenikli - Tüm Köşe Yazıları - Sayfa 1

Geceden kalma, ışıltılı sokakların yorgun kaldırımlarını adımlayarak buldum binayı. Telefonda konuştuğumuz gibi ‘Yiba Ça...

404 hata sayfası

404Kısa Bir AraSayfa Bulunamadı.Elimizde olmayan nedenlerden dolayı kısa biraraveriyoruz. 5 saniye içinde ana sayfayayön...

SON DAKİKA Haberleri - En Son Flaş Haberler, Bugünün SonDakika Haberleri Milliyet'te

Son DakikaGündemYazarlarEkonomiDünyaResmi İlanlarUzmanParaSkorerCaddePembenarMenüGirişMİLLİYET ANA SAYFASon DakikaGündem...

Van Persie'den padel şov! - Futbol Haberleri

Spor dünyasından tüm haberler, futbol severler için son dakika transfer haberleri, spor dünyasından dikkat çeken gelişme...

Okaliptüs yağı faydaları nelerdir? Okaliptüs yağı neye iyi geliyor?

Haberler - Yaşam Abone Ol Okaliptüs yağı faydaları nelerdir? Okaliptüs yağı neye iyi geliyor? Okaliptüs, Avustralya'ya ö...

Top